Yeni bir araştırma, anne sütünün bebeklerin bağırsak ve burun boşluğunda belirli mikropların dengeli şekilde büyümesini desteklediğini ve bunun çocuklarda astım gelişme riskini azaltabileceğini ortaya koydu. ABD’deki NYU Langone Health ve Kanada’daki Manitoba Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü çalışma, anne sütüyle beslenmenin, bebeklerin bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkilerini gözler önüne seriyor. Araştırmanın sonuçları, 19 Eylül 2024’te Cell dergisinde yayımlandı.
Bağırsak Mikrobiyotası ve Astım Arasındaki Bağlantı
Son yıllarda yapılan çalışmalar, bağırsakta bulunan mikropların (mikrobiyota) vücudun pek çok işlevinde kritik rol oynadığını gösterdi. Bu mikropların dengesizliği, alerjiler ve astım gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. 2020 yılında yapılan bir araştırmada, bebeklik döneminde bağırsak mikrobiyotasının gelişiminin çocukluk çağı astımına karşı koruyucu olabileceği belirtilmişti.
Yeni çalışma ise anne sütünün, bebeklerde mikrobiyota gelişimini nasıl etkilediğini ve astım riskini nasıl azaltabileceğini daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Anne sütüyle beslenmenin, mikrobiyal çeşitliliği artırarak çocukların bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve bu sayede astım riskini azalttığı keşfedildi.
Anne Sütü Astımı Nasıl Önlüyor?
NYU Langone Health ve Manitoba Üniversitesi’nden araştırmacılar, Kanadalı CHILD Cohort çalışmasına katılan 2.227 çocuğun burun ve bağırsak mikrobiyomları, beslenme alışkanlıkları ve annelerinin süt bileşimlerini inceledi. Çalışmanın bulguları, üç aydan önce mamaya geçiş yapan bebeklerde, bağırsak ve burun mikrobiyomlarının daha hızlı büyüdüğünü gösterdi. Bu erken mikrobiyal büyüme ise astım riskinin artmasıyla ilişkilendirildi.
Buna karşılık, üç aydan uzun süre anne sütüyle beslenen bebeklerde mikrobiyom gelişimi daha yavaş ve dengeli oldu. Bu daha sağlıklı mikrobiyal gelişim, astım riskini azaltan önemli bir faktör olarak öne çıktı. Araştırmacılar, bu farkın, anne sütünün içerdiği karmaşık şekerlerin belirli mikroplar tarafından işlenmesiyle bağlantılı olduğunu belirtti.
Araştırmaya göre, anne sütü ile beslenen bebeklerde mikropların bağırsaklara yerleşme sırası daha düzenli ve zamanlaması kritik. Bu düzenli yerleşme, bağışıklık sisteminin doğru şekilde gelişmesine yardımcı olurken, mamayla beslenen bebeklerde bu sürecin bozulması astım riskini artırıyor.
Erken Mamaya Geçişin Riskleri
Çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise erken mamaya geçen bebeklerde Ruminococcus gnavus adı verilen bir bakterinin daha erken dönemde görülmesi oldu. Bu bakteri, kısa zincirli yağ asidi üretimi ve bağışıklık sistemiyle ilişkili bazı süreçlerde rol oynuyor. Ancak bu bakterinin erken ortaya çıkması, bağışıklık sisteminde bozulmalara ve dolayısıyla astım riskinin artmasına neden olabiliyor.
NYU Langone Health’ten Dr. Liat Shenhav, çalışmanın anne sütü ile beslenmenin bebeklerin solunum sağlığını korumadaki kritik rolünü vurguladığını belirtti. Shenhav, bu bulguların, ulusal sağlık kılavuzlarının anne sütü ve mamaya geçiş süreçlerini yeniden gözden geçirmesi için önemli veriler sunduğunu ifade etti.
Ulusal Kılavuzlar İçin Öneriler
Araştırmacılar, anne sütü ile beslenmenin sadece astım riskini azaltmakla kalmayıp, bebeklerin genel sağlık durumunu da güçlendirdiğini vurguladı. Çalışmanın bulgularına dayanarak, anne sütüyle beslenemeyen bebekler için de daha etkili stratejiler geliştirilmesi gerektiğini belirttiler. Anne sütüyle beslenemeyen bebekler için mamaların mikrobiyal dengeyi bozmadan kullanılabilmesi adına daha fazla araştırma yapılması gerektiği ifade edildi.
Anne Sütünün Astım Riskini Azaltmada Kritik Rolü: Bilimsel Kanıtlar Artıyor
Yeni araştırmalar, anne sütünün bebeklerin bağırsak mikrobiyotasını dengeleyerek astım riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, anne sütü ile beslenmenin sadece bebeklerin genel sağlığı için değil, aynı zamanda solunum yollarını korumada da hayati öneme sahip olduğunu gösteriyor.