Karanlık Mod Light Mode

Uzmanlardan Obeziteye Yeni Tanım Çağrısı: BMI Yetersiz Kalıyor

Obezite Obezite

Obezite teşhisinde yalnızca vücut kitle indeksine (BMI) dayanmanın, hastaların genel sağlık durumunu göz ardı ettiği belirtiliyor. Uzmanlar, daha doğru ve kapsamlı bir tanımlama yapılarak, obeziteye bağlı sağlık sorunlarının daha iyi yönetilebileceğini vurguluyor.

The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayımlanan bir rapor, dünya genelinde 50’den fazla tıp uzmanının desteklediği önemli bulgulara yer verdi. Çalışmada, obezite teşhisinde yalnızca boy ve kiloya dayalı BMI ölçümünün yeterli olmadığına dikkat çekilerek, teşhis sürecinde bireyin genel sağlık durumunun da değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Klinik ve Klinik Öncesi Obezite Ayrımı

Rapora göre, obezitenin yeniden tanımlanması, hastalığın daha etkili yönetilmesini sağlayabilir. Uzmanlar, obeziteyi iki farklı kategoride ele almayı öneriyor.
Birinci kategori olan klinik obezite, bireyde kalp hastalığı, diyabet veya eklem ağrısı gibi sağlık sorunlarına yol açan durumu kapsıyor. Diğer yandan, henüz bu sağlık sorunlarına sahip olmayan ancak gelecekte obezite riski taşıyan bireyler, klinik öncesi obezite olarak değerlendirilmeli.

BMI’nin Yetersizliği ve Alternatifler

Birçok ülkede BMI, obezite teşhisinde standart bir kriter olarak kabul ediliyor. Ancak uzmanlar, bu ölçüm yönteminin bir bireyin genel sağlığı hakkında yeterli bilgi sunmadığını belirtiyor. BMI, kas ve yağ oranı arasındaki farkı gözetemediği gibi, organların çevresinde biriken tehlikeli yağları da hesaba katmıyor.

Raporda, BMI yerine bel-boy oranı veya doğrudan yağ ölçümüne dayalı yeni bir model öneriliyor. Böylece, obezitenin birey üzerindeki fiziksel etkileri daha doğru bir şekilde değerlendirilebilecek.

Bireyselleştirilmiş Tedavi ve Önleme Yöntemleri

Obezite teşhisinde bu yeni yaklaşım, tedavi süreçlerini de daha hedefe yönelik hale getirebilir. Klinik obeziteye sahip bireyler için ilaç veya cerrahi tedavi önerilirken, klinik öncesi obezitesi olan bireylerde kilo verme, diyet danışmanlığı ve düzenli takip gibi önleyici yöntemler uygulanabilir.

Bu yaklaşımın, gereksiz tedavi gören bireylerin sayısını azaltacağı ve daha etkili bir sağlık hizmeti sunulmasına olanak tanıyacağı ifade ediliyor. Sydney Üniversitesi’nden Prof. Dr. Louise Baur, yeni modelin hem yetişkin hem de çocuk obezitesinde daha uygun tedavi seçenekleri sunacağını belirtti.

Global Bir Sorun

Dünya genelinde bir milyardan fazla insanın obeziteyle yaşadığı tahmin ediliyor. Zayıflama ilaçlarına olan talep artarken, obezite teşhisindeki hatalı yaklaşımlar sağlık eşitsizliklerini de artırıyor. Uzmanlar, obeziteye yönelik daha incelikli bir tanımlama ve tedavi modelinin, hem bireysel sağlığı hem de toplumsal sağlık sistemlerini iyileştirebileceğine inanıyor.

Sağlıkta Öncü Bilgilere Erişin!

Abone Ol düğmesine basarak, Gizlilik Politikamızı ve Kullanım Koşullarımızı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylıyorsunuz.
Yorum Yap Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı
Resmi Gazete

Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalar Düzenlemeleri Resmi Gazete’de Yayımlandı

Sonraki Yazı
Emrah Ceviz

MHRS’de Randevu Bekleyen Hasta Sayısı %30 Azaldı