Koruyucu hekimlik ve fitoterapi alanındaki çalışmalarıyla tanınan, yazdığı kitaplar ve yaptığı televizyon programlarıyla toplum sağlığına yönelik farkındalık yaratan Dr. Ümit Aktaş, Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından 1 ay süreyle meslekten men cezasına çarptırıldı. Karar, 15 Kasım 2024 tarihinde İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından tebliğ edildi. Kararın ardından açıklamalarda bulunan Dr. Aktaş, hem cezaya hem de TTB’nin tutumuna yönelik sert eleştirilerde bulundu.
- Bir Hekimin Susturulma Girişimi mi?
- 40’tan Fazla Soruşturma: “Adeta Bir Kan Davası Güdeliyorlar”
- "Aşılar Hakkındaki Uyarılarım Haklı Çıktı"
- Hastalar ve Çalışma Özgürlüğü İhlali
- “TTB Bilimsel Özgürlüğü Engelliyor”
- “Haklıyız, Korkmuyoruz”
- TTB’ye Sorular ve Eleştiriler
- Kamuoyuna Çağrı
- Geniş Yankı Uyandırdı
Bir Hekimin Susturulma Girişimi mi?
Pandemi sürecinde yaptığı açıklamaların sık sık tartışmalara neden olduğunu belirten Dr. Aktaş, cezaya gerekçe olarak gösterilen 20 Mayıs 2021 tarihli Beyaz TV’de katıldığı programdaki konuşmalarını savundu. Programda COVID-19 aşılarının henüz Faz 3 çalışmalarının tamamlanmadığını ve uzun vadeli etkilerinin yeterince bilinmediğini dile getirdiğini ifade eden Dr. Aktaş, şunları söyledi:
“Programda aşıların yan etkileri hakkındaki soruya bilimsel verilere dayalı bir cevap verdim. Avrupa Birliği ve ABD’deki aşı takip sistemlerinden alınan raporlar doğrultusunda, toplum sağlığı adına uyarılarda bulundum. Bu benim mesleki ve vicdani görevimdir. Hekimlik, yalnızca reçete yazmaktan ibaret değildir; toplum sağlığını korumak adına bilgi paylaşımı yapmak da mesleğimizin bir parçasıdır.”
40’tan Fazla Soruşturma: “Adeta Bir Kan Davası Güdeliyorlar”
Dr. Aktaş, TTB tarafından uzun yıllardır hedef alındığını ve bugüne kadar hakkında 40’tan fazla soruşturma açıldığını belirtti. Bu kadar yoğun bir soruşturma sürecinin hiçbir şekilde normal olmadığını ifade eden Aktaş, şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Ne yaptım? İnsan mı öldürdüm? Hayatım boyunca halk sağlığını savundum, fitoterapi ve koruyucu hekimlik üzerine çalışmalar yaptım. Ancak TTB, benim gibi düşünen hekimlere karşı bir tür cadı avı başlatmış durumda. Meslek onur kurulunun verdiği karar tamamen önyargıya dayalı ve hukuki olmaktan uzaktır. TTB’nin şahsıma yönelik özel bir kin ve nefret beslediği açıkça ortadadır. Ellerindeki gücü kötüye kullanarak, kendi ideolojik görüşlerini paylaşmayan hekimleri susturma çabasındalar.”
“Aşılar Hakkındaki Uyarılarım Haklı Çıktı”
Pandemi döneminde COVID-19 aşılarının güvenilirliği ve yan etkileri hakkında yaptığı uyarılara geri dönen Aktaş, geçen üç yılın bu uyarıların doğruluğunu kanıtladığını söyledi. Aşıların tüm dünyada birçok yan etki ve komplikasyona yol açtığını belirten Aktaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Pandeminin ilk dönemlerinde aşıların uzun vadeli etkilerinin araştırılmamış olmasına dikkat çekmiştim. Bugün geldiğimiz noktada, bu aşıların ciddi yan etkiler yarattığına dair pek çok rapor ortaya çıkmıştır. Ancak o dönemde bu uyarılarımız görmezden gelindi ve susmamız istendi. TTB’nin ceza kararını geri alması gerekirken, aksine cezayı uygulamaya koyması tam bir bilimsel faşizmdir.”
Hastalar ve Çalışma Özgürlüğü İhlali
Dr. Aktaş, cezanın yalnızca kendisini değil, tedavi ettiği kronik hastalıklarla mücadele eden hastalarını da mağdur ettiğini dile getirdi. Aktaş, hastalarının büyük çoğunluğunun diyabet, kanser gibi ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele ettiğini belirterek şunları söyledi:
“30 gün boyunca hekimlik yapamayacağım, bu süre içinde hastalarım tedaviye erişim hakkından mahrum kalacak. Bu, Anayasa ile güvence altına alınmış olan çalışma özgürlüğümün ve hastalarımın sağlık hizmeti alma hakkının ihlalidir. Biz dosyamızı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Ancak mahkeme süreci hızlanmazsa daha fazla insan mağdur olacak.”
“TTB Bilimsel Özgürlüğü Engelliyor”
Dr. Aktaş, TTB’yi sert bir dille eleştirerek kurumun bilimsel özgürlüğü kısıtladığını iddia etti. TTB’nin, hekimlerin bağımsız düşünce üretme ve toplumu bilgilendirme hakkını çiğnediğini savunan Aktaş, şu açıklamalarda bulundu:
“TTB, aşı ve ilaç firmalarının sözcülüğünü yapar hale gelmiştir. Nerede kaldı toplum sağlığını savunmak? Yönetim tamamen ideolojik bir tutumla hareket ederek, kendisine muhalif olan herkesi susturmaya çalışıyor. Bu, Türk Tabipleri Birliği’nin varoluş amacına aykırıdır.”
“Haklıyız, Korkmuyoruz”
Kararın kendisini yıldırmayacağını vurgulayan Aktaş, TTB yönetimine meydan okuyarak şu ifadeleri kullandı:
“Baskılar bizi yıldıramaz. Doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Bu ceza benim için bir onurdur, göğsümde bir madalya gibi taşıyacağım. TTB, hekimlerin düşüncelerine pranga vuramaz. Biz vicdanımıza hesap veriyoruz; TTB yönetimi ise kimlere hesap verdiğini açıklamalıdır.”
TTB’ye Sorular ve Eleştiriler
Dr. Aktaş, TTB’ye yönelik eleştirilerini yenileyerek şu soruları yöneltti:
“Bana ‘hekimliğe yakışmayan davranış’ nedeniyle ceza verdiniz. Peki, yenidoğan çetelerine, yolsuzluk yapanlara, hastalarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaşanlara ne yaptınız? Söz konusu halk sağlığını savunmak olduğunda susmamız bekleniyor. Bu çifte standart kabul edilemez.”
Kamuoyuna Çağrı
Dr. Ümit Aktaş, açıklamasını kamuoyuna ve meslektaşlarına bir çağrıyla bitirdi:
“Sessiz kalmayın, tepki gösterin. TTB yönetimini değiştirme vakti geldi. Hekimler köle değildir ve susturulamaz. Biz halk sağlığı için mücadele ediyoruz ve bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. İyilik her zaman kazanır; zaman bizi haklı çıkaracak.”
Geniş Yankı Uyandırdı
Dr. Aktaş’ın açıklamaları, kamuoyunda geniş yankı buldu. Pek çok kişi TTB’nin kararını eleştirirken, meslektaşlarından ve halktan gelecek tepkilerin nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Tartışmalar, yalnızca Dr. Aktaş’ın durumu değil, TTB’nin genel olarak hekimlere yönelik tutumunu da sorgulatacak bir boyuta taşındı.
Hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı ve bu durumun hekimlik mesleği üzerindeki etkileri ilerleyen günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacak.
