Himalaya Dağları’ndaki Guliya Buzulu’ndan alınan örneklerde, çoğu daha önce bilinmeyen 1705 eski virüs türü keşfedildi. Küresel ısınmanın bu donmuş virüsleri yeniden aktif hale getirme potansiyeli bilim dünyasında endişe yaratırken, uzmanlar bu eski virüslerin pandemiye neden olma riskini değerlendiriyor.
41 Bin Yıllık Donmuş Virüsler Keşfedildi
Nature Geoscience dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, yaklaşık 41 bin yıl öncesine kadar uzanan dokuz farklı dönemden virüs DNA’ları incelendi. Ohio Eyalet Üniversitesi‘nden araştırmanın başyazarı ZhiPing Zhong, bu eski virüslerin, soğuk-sıcak döngülerine nasıl adapte olduğunu gözlemlemenin iklim değişikliği bağlamında viral adaptasyon anlayışını geliştirebileceğini belirtiyor. Bu virüslerin büyük çoğunluğu bakterileri enfekte eden türlerden oluşuyor ve doğrudan insanları tehdit etmiyor.
Küresel Isınma ve Permafrost Tehdidi
Küresel ısınmanın etkisiyle Himalaya ve diğer bölgelerdeki buzullar çözülmeye devam ettikçe, donmuş toprakta saklanan virüsler serbest kalma riski taşıyor. Araştırmada bulunan virüslerin çoğunun insanlar için tehlikeli olmadığı açıklansa da, daha önce Sibirya’daki buzullardan çıkarılan bazı eski virüslerin pandemi potansiyeli olabileceği yönünde spekülasyonlar ortaya çıkmıştı. Ancak bu çalışmanın yazarlarından Lonnie Thompson, buzulların son derece temiz ortamlar olduğunu ve tehlike yaratma olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Pandemi Riski Var mı?
Çalışmada yer almayan virolog Erin Harvey ise bu eski virüslerin çoğunun bakterileri hedef aldığını ve insan sağlığı için ciddi bir risk oluşturma olasılığının düşük olduğunu söyledi. Harvey, “Eski şeylerin geri gelmesinden ziyade yeni şeylerin evrimleşmesiyle ilgili çok daha fazla endişelenmeliyiz” diyerek, doğada ortaya çıkabilecek yeni viral tehditlerin daha büyük bir risk taşıdığına dikkat çekti.
İklim Değişikliği ve Viral Adaptasyon
Araştırmacılar, bu virüslerin iklim değişikliğine karşı nasıl bir adaptasyon geliştirdiğini anlamanın, gelecekteki çevresel değişiklikler bağlamında önemli ipuçları sunduğunu vurguluyor. Son Buzul Çağı‘nın bitişi gibi iklimsel geçiş dönemlerine ait bu virüslerin incelenmesi, geçmişteki iklim değişikliklerine verilen viral tepkiler hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor.
Bu bulgular, iklim değişikliğinin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda biyolojik çeşitlilik ve hastalık potansiyeli üzerinde de etkileri olabileceğini gösteriyor.