Türkiye’nin yüzde 100 yerli mobil hastane üreticisi Turmaks, Azerbaycan’dan Fildişi Sahiüeri’ne, Darfur Çölleri’nden Mali’ye, Ruanda’dan Gana’ya sağlık ekipmanı ulaştırıyor. Son olarak Maldivler’deki mobil hastane projesini üretiminden kurulumuna bir ay gibi kısa bir sürede tamamlayan şirket, BM’nin ve paydaşlarının dünyadaki en önemli mobil hastane tedarikçileri arasında yer alıyor.
Maldivler ismini duyduğunuzda aklınıza ilk ne gelir? Balayı cenneti, tropikal adalar, mavinin ve yeşilin her tonunu bulabildiğiniz boylu boyunca sahiller… AnkaralI Türk şirketi Turmaks inşaat Sanayi yöneticilerinin aklına ise iş ve projeler geliyor.
Türkiye’nin ilk yerli hastane üreticisi Turmaks, tasarımı, üretimi ve kurulumunu kendi yaptığı tam teşekküllü mobil hastanelerinin sonuncusunu Maldivler’de tamamladı. Maldivler’e seyahat edecek bir Suudi şeyhinin tam teşekküllü hastane talebi üzerine kurduğu hastaneyi üç hafta gibi kısa bir sürede yerleştirdi. Azerbaycan’dan Fildişi Sahilleri’ne, Darfur Çölleri’nden Mali’ye, Ruanda’dan Gana’ya sağlık ekipmanı ulaştıran Turmaks, kurulduğu 2000 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM), sağlık ve savunma bakanlıkları ve yardım kuruluşlarının siparişlerine dönük tam teşekküllü mobil hastaneler kuruyor.
Her yıl yüzde 30 büyüyor
Şirketin kurucusu Ali Kemaloğlu, Hacette Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu bir iş insanı. Mecburi görev dışında doktor olarak çalışmayan Bayramoğlu, kozmetikten ilaca birçok tıpla ilişkili sektörde çalıştı. Katıldığı bir ihalede dünyadaki az sayıdaki firmanın tekelinde çok yüksek fiyata yapılan mobil hastaneleri gözlemledikten sonra kendi şirketini kurmaya karar veren Kemaloğlu, tasarımdan imalatına kadar anahtar teslim hizmet verdikleri şirketini her yıl yaklaşık yüzde 30 büyüyen, 30 milyon dolar ciroluk bir büyüklüğe ulaştırdı.
2000 yılında yüksek katma değerli ve benzerlerinden daha ekonomik fiyata hastane üretme düşüncesinden yola çıkarak Turmaks’ı kuran Kemaloğlu, bugün Ankara Akyurt’taki 4 bin 400 metrekarelik fabrikalarında üretim yaparak, girişimini deyim yerindeyse şifa dağıtan bir inovasyon şirketi haline dönüştürdü.
Sosyal hekim yaklaşımı
Turmaks Genel Müdürü Ali Bayramoğlu, ilk yüzde 100 yerli mobil hastane üreticisi olan şirketlerinin öyküsünü şöyle anlatıyor: “ilk hastaneyi beş yıl önce yaptık. Darfur’dan Cezayir’e, Ruanda’dan Azerbaycan’a, Nijerya’dan Fildişi Sahilleri’ne, Endonezya’dan Somali’ye birçok sorunlu bölgeye mobil hastanelerimizi gönderdik. Müşterilerin kullanım amacına, kullanılacak coğrafyaya göre tasarım yapıyoruz. Tamamen Türk mühendislerden oluşan çok başarılı bir ekibimiz var. Sosyal hekim zihniyetiyle yaklaşıyoruz.”
Katma değeri yüksek bir iş yaptıklarını ancak işin sosyal yönü de olduğunu vurgulayan Bayramoğlu, yüksek katma değeri aynı zamanda ekonomik maliyeti anlamında da ulaşılabilir hale getirdiklerini ve özellikle afet söz konusu olduğunda en etkin ve kaliteli sistemi, en kısa zamanda ve ulaşılabilir fiyatlarla sunmayı hedeflediklerini sözlerine ekliyor.
Otomatik oiarak genişliyor
Kemaloğlu, “Azerbaycan’daki hastane bizim için eşik oldu. Geçen yıl Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın açtığı ihaleyi kazanarak 10-12 kişilik bir ekiple 5-6 saatte kurulabilen 6’sı yoğun bakım olmak üzere toplam 44 yataklı, 4 ameliyathaneli, tam teşekküllü, yoğun bakım, morg, yıkama sistemi gibi bir hastanede olması gereken her şeyi içeren bir hastane kurduk. Israilli, ABD’Iİ, Alman firmalar arasından seçildik ve daha kaliteli hastaneyi Almanların yarı fiyatına yarı zamanda teslim ettik. Hastanemizin açılışına Azerbaycan Cumhurbaşkanı ilham Aliyev ve Savunma Bakanı Sefer Abiyev de katıldı” bilgisini veriyor.
Tasarımı ve üretimi Turmaks mühendisleri tarafından yapılan hastanelerde tam teçhizat-lı ameliyathane yoğun bakım ünitesi, radyoloji, laboratuar, diş kliniği, ters osmoz su arıtma sistemi, jeneratör, mutfak, çamaşırhane, morg gibi bir hastanenin sahip olması gereken tüm üniteler var. Benzerlerine göre gelişmiş özelliklere sahip olan mobil hastaneler, hiçbir araç, vinç veya forklift gerektirmeden kendine kendine indirme-bindirme ve genişleme özelliklerine sahip konteynırlardan ve otomatik basınç kontrollü şişme çadırlardan oluşuyor.
Kemaloğlu, “Mobil sağlık sistemlerinde Avrupa ve ABD firmaları ile yarışacak hale geldik, fiyat ve imalat süresi olarak da avantajlıyız. Girdiğimiz ihalelerde tercih ediliyoruz. Ekip olarak yaptığımız işlerde ülkemizde öncü olmaya çalışıyoruz. Teknoloji transferi konusunda birçok ülkeden talep alıyoruz” diyor.
Az karbon salınımıyla geri dönüştürüyor
Türkiye’nin ilk mobil cerrahi hastanelerini üreten Turmaks, aynı zamanda Akyurt’taki tesislerinde atık dönüşümü de gerçekleştiriyor. Metalden yapüan ve trafik kazalarına neden olan rögar kapaklarım atık malzemeden üreten Turmaks İnşaat, 14 bin metrekare alandaki üretim tesislerinde ayda 10 bin rögar kapağı üretiyor. TurmaJjs inşaat Sanayi’nin Teknik Müdürü Hakan Güven’in başmda olduğu ekip, geri dönüştürülemeyen plastik ürünlerini rögar kapaMarına, ahır zemini malzemelerine, park ve bahçelerdeki şehir mobilyaları ve inşaat kalıplarına dönüştürüyor. 800 yılda doğaya karışabilen atık plastikler, Turmaks fabrikasında her ay 750 ton daha az karbon salimim ile geri dönüştürülüyor.
Geri dönüşüm teknolojisini yurtdışına transfer edecek
Çürüme ve paslanma yapmayan, hafif ve ucuz maliyetli rögar kapakları (kirli su ve yağmur su veya kablo geçen altyapı kanallarının bakım, onarım amaçlı yeryüzüne çıkış bacaları) geri dönüşümü olmadığından çalınma riski yok. Her türlü darbeye karşı dayanıklı ve esneme katsayısı yüksek olduğu için demir, CTP ve beton kapaklar gibi kırılmıyor.
Silikopolimer malzemeler çöplerde bulunan deterjan ve naylon atıkların özel mineraller ve kimyasallarla karıştırılıp preslenmesiyle elde ediliyor. Kemaloğlu, Türkiye’de ana kent belediyelerinin atık yönetimi konusuna ciddiyetle eğildiğini belirterek, İstanbul’da bir günde toplanan 10 bin ton çöpün bin tonunun plastikten oluştuğu örneğini veriyor, Atık plastikten sadece rögar kapağı değil aynı zamanda hayvan ahırları zeminleri üreteceklerini ifade eden Kemaloğlu, 100 bin metrekare hayvan ahırı zemin malzemesi üretme kapasitesinde olduklarım şöyle anlatıyor: “Geliştirdiğimiz silikopolimer teknolojisini kısa sürede birçok ülkeye transfer etme fırsatımız olması bizi çok heyecanlandırdı. İspanya başta olmak üzere birçok AB ülkesinden demiryolları için travers talepleri aldık. Ayda 600 metreküp inşaat kalıbı üretecek kapasitemiz var. Atık teknolojisinde de dünya ile rekabet gücümüzü gösterdiğimiz ve yeni bir teknoloji sunduğumuz için mutluyuz.”